Aşk-ı Ezelî

Aklım olsa seni yuva edinir miyim kendime

Demek ki yok aklım
Yada çok deli bir sevdalıyım.
Puslanmış sana bakan gözlerim
Akşam saatlerinde eve dönüşün
Çamurlu yollarda kuşların raksı
Domates kasaları, çürük kırmızı
Üstünde siyah urba,
Çölde hurma, dağda zeytin,
Evde ekmek kaygısı.
Böyle çiziyorum seni göstermek isteyince
Anlatmak zor sevmekse berbat seni
Sen benim yurdumsun, ana vatanım
Evim barkım, korku kaynağım
Sen başlattın bu sonsuz curcunayı
Ağacın altında uyandığında
Yeşil bir hayret sardı acemi yüreğini
Elma dallarından, buğday başaklarından ,
Yılan açlığının yol vurmasından
Bir sürgün yürüttüm binlerce nesil
Hesabı tutulmamış çocuklar doğurdun
Hepsini toprağın yediği yavrular.
Mezartaşları diktin hepsinin üzerine
Kendini taşlara yazdın,
Taşlarla oynarken üstüste koydukların
Başını Ülker yıldızına değdirecek oldu
Dilini kestim o gün.

Sinyal kesici bir düğmem var elimde
Ne zaman canım istese
Basıyorum bu düğmeye seninle oynuyorum
İçindeki korkağı çok seviyorum
Diz çöküp bazen bir mermer avluya
Yakarman başımı döndürüyor
İnce kendirlere asıyorum bazen seni
Ayak çırpışını seyrediyorum
Hayata düşüşünle oyun başlıyor yine
Uzak bir hikaye anlatıyorsun
Gökleri görmüş gibi bir masal sunuyorsun.

(02.11.2018-Moskova)

Genel içinde yayınlandı

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s