Alternatif Tarih

Olması Gereken Ancak Dış Güçler Tarafından Gerçekleşmesine İzin Verilmeyen Kısa İnsan Tarihi.

(karakterlerin tamamı hayal ürünüdür. gerçek değildir. okuyanlar gerçek zannedip heyecana kapılmamalıdır…)

—-.

Bugün büyük bir gün olacak. Herşey yeniden başlayacak.

Yeryüzünde bir kul yaratacağım.

—-

Sen bilirsin Efendimiz. Öyle diyorsan elbette öyle olmalıdır.

Biz seni daima anıyoruz. O da anar. Hep birlikte sana hamd ederiz.

Ya sen? Sen de mi itiraz etmiyorsun?

Etmiyorum. Neden edeyim?

Bana toprak getirin. Her renkten her diyardan.

Sonra büyük bir tekne verin. Çamuru yoğuralım.

Bunu iki elimle en güzel şekilde yoğurayım. Sonra güneşte kurutayım.

Burun deliklerinden üfleyince ayaklansın, can bulsun.

Sen çok yücesin. Yaptığın da yücedir Efendimiz.!

******************

Yaptığım şey ne güzel oldu. Gözlerinin rengi ne güzel.

Hiçbirinizde böyle güzellik yok.

Baş eğin önünde!

Hepimiz baş eğiyoruz. Ne güzel oldu. Ne güzel yaptın!

Ya sen? Sen de mi baş eğiyorsun?

Elbette. Senin şanın yücedir. Yaptığın da yücedir.

Baş eğiyorum.

********************

Bunu çok sevdim. Bir bahçede yaşamalı.

Canı ne isterse onu yapmalı.

Canlı cansız her şey elinde alet olmalı.

Olmalı Efendimiz! Sen ne dersen öyle olmalı.

Uyurken bir kemiğini alıp, buna bir yardımcı yapayım.

Onu sevsin, birlikte olsun.

Yap! Yap ki kalbi sevinsin, yüzü gülsün. Ne büyüksün.

**********************

Burası sizin. İstediğiniz gibi yaşayın.

Şu ağacın meyvesi biraz acı. Ondan yemeyin o kadar.

Sen yeme diyorsan yemeyiz.

Tamam.

***********************

Yemediniz değil mi o ağaçtan?

Yemedik efendim.

Güzel! Çok güzel. Sakın yemeyin!

Yemeyiz Efendimiz. Senin emrinden çıkmayız.

************************

Bahçenizden memnun musunuz? Bir dileğiniz var mı?

Yok Efendimiz. Hiç bir dileğimiz yok.

Yılan size bir şey söyledi mi?

Söylemedi Efendimiz.

Çok iyi. Çok güzel.

*************************

Sen o gün buna baş eğdiğinde hiç şüphe duymadın mı?

Bak sen ateştensin, o çamurdan.

Üstünsün gördüğün gibi. Neden itiraz etmedin?

Haşa Efendimiz, haşa!

Nasıl olur senin sözünü çiğnemek. Başım sana feda olsun..

Anladım. Tamam.

*************************

Bu ağacı merak etmiyor musun? Meyvesinden yemek istemez misin?

Asla. Bunu yemeyin dedin ya. Asla yemeyiz.

Evet öyle dedim de, belki canınız çekmiştir diye söyledim.

Hayır efendimiz, hayır. Senin istemediğin şeyi bizim canımız çekmez. Asla yapmayız.

Çok sadık ve itaatkarsınız. Hep böyle olun!

*************************

Bu ateş ve toprak mevzusunu biraz düşünmelisin.

Toprak ateşi söndürür. Ateş çamuru kurutur, taş yapar.

Hangisi üstün bu durumda?

Sen hangisini üstün kılarsan o üstündür ey şanı yüce olan!

Ben böyle şeyler bilmem. Bilmek de istemem.

Çok güzel. Ne sadık bir kulsun!

***************************

Kaç bin yıldır buradasınız, sıkılmadınız mı?

İki kişiniz hala. Daha çok olmak istemez miydiniz?

Sıkılmadık Efendimiz! Burada nasıl sıkılabiliriz ki?

Yılan size bir şeyler söyledi mi?

Evet Efendimiz söyledi. O ağaca yaklaşmayın dedi.

Yaklaşırsanız Efendimiz çok kızar, çok üzülür dedi.

Biz de Efendimizi asla üzmeyiz dedik.

***************************

Yılan sen o ağacı çok mu sevdin? Çok mu güzel göründü sana?

Altında tünemişsin öylece.

Efendimiz o ağaç yasak dediniz. Ben de kimse yaklaşmasın, bir hata etmesin diye altında nöbet tutuyorum.

Gerek yok nöbet tutmana. Ömrünü bekçilikle, nöbetle harcama.

Elbette Eefendimiz. Sen nasıl dersen öyle yaparım.

***************************

Elli bin yıl geçti. Sıkılmadınız mı?

Bir ağaç vardı hani, yemeyin demiştim. Aklınızda mı?

Aklımızda Efendimiz. O kadar aklımızda ki, onun varlığını bile unuttuk. Bahçede neredeydi, hangi kuytudaydı bilmez olduk.

En son otuz iki bin yıl önce bir kez yanından geçmiştik. Yılan da oradan ayrılınca hiç yanından geçmez olduk.

**************************

Ne kadar mutluyuz bu bahçede. Herşey çok güzel.

Efendimiz şanın ne yücedir senin!

Ağaçtan yemeyin sakın.

Yemedik ve asla yemeyiz efendim…

**************************

Üç büyükler buraya gelsin!

Emret Efendimiz!

Bu işin sonu ne olacak? Ağacın meyvesinden yemedi bunlar.

Ateşten kardeşiniz de boyun eğince, ağaç ortada kaldı. Ne olacak şimdi?

Biz bilmeyiz Efendimiz! Senin şanın pek yücedir..

*************************

Evet şanım yücedir. Sıkıldım bu halinizden.

Hepinizden.

Ölüm yayıcı gel buraya !

Temizle ortalığı. Tasarladığım gibi olmadı. Yeniden başlayalım.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s